Çarşamba, Kasım 15, 2006

Dedem

Bizim köyümüzde bir tane ziyaret vardir. Kücükken her yaz köye gittigimizde mutlaka oraya gider, niyaz olurduk. o zamanlar hafiften midem bulanarak kücük odanin icindeki mezar tasinin basindan bir parca toprak alir agzima atar ve üstündeki yesil örtüyü öpe öpe etrafinda döner, agzimda, annemin tembihledigi sekilde, ailemi, kardeslerimi koru, hepimize zihin acikligi ver diye duamsi biseyler mirildanirdim. En iyisi orada uyumakti büyüklerimize göre, eger orada uyursak bize zarar verecek tüm kötülüklerden kurtulacagimizi söylerdi büyüklerimiz. Hele bir de üstünde defalarca oturulmus, toprak ve ugrayan her insanin kokusu sinmis hali ve minderlerin üstünde uyumayi basarip üstüne rüya da görebilmissen cok sevinirlerdi. Bu, bizim o ziyaretin de korumasiyla büyük adam olacagimiz anlamina gelirdi. Ama hic uyumadim orada ben. Gerci annem halen "siz oranin (o ziyaretin) cocuklarisiniz, onun sayesinde böyle, basiniza bir is gelmeden okuyup adam oldunuz " der.

Eskiden babaannem de biz, kücük torunlarini yanina alip, alakasiz zamanlarda, sebebini hic anlamadigim ziyaretler yaptirirdi bize oraya dogru. Aslinda hic de yakin degildir orasi bizim köydeki evimize ama biz neyse de babaannem o yasli haliyle oralara kadar nasil yürürdü simdi anlamakta zorluk cekiyorum.

Simdi babaannemin de dedemin de mezari o ziyaretin yanindaki mezarlikta. Halen arada bir birinin adagi ya da kurbani icin oraya gittigimizde, babaannemin hayattayken anneme cektirdigi tarifsiz iskencelerden dolayi pek de sicak olmayan duygularla yöneliriz onlarin mezarlarina dogru. Babaannem gercekten kötü bir kadindi. Hatta okadar kötüydü ki, ben ona benziyorum diye annem bile bana bu benim bir sucummus gibi yaklasmistir cogu zaman. Eminim bunu istemeden elinde olmadan yapmistir annem ama daha cok kücük bir kizken aglayarak anneme "neneme benziyorum diye beni sevmiyorsun biliyorum" dedigimi hatirliyorum. Hem de cok benziyormusum ona. Yine gectigimiz yillarda o ziyaretin bahcesinde cok yasli bir dede(babaannemin yasiti) beni görüp, aglamisti, ayni nenesi bu diye. Sanirim adami bir 50 yil öncesine götürdüm. Bu yaz da halam beni görünce agladi, sanki annemi gördüm dedi.

Ama benim dedem cok tatli bir dedeydi. Babaannemin kötü anisini unutmak icin onu da istemeden ailecek hafizamizdan biraz sildik belki. Ama o cok tatli bir dedeydi. Cok az sey hatirliyorum ona ait. En net hatirladigim ani, onu kel kafasindan gülerek öptügüm ve onun da bu hareketime cok gülüp beni öpüp, sevdigi. Babaanneme benzedigim icin beni cok sevdigini söylerler. Bir de dedem cok güzel kokardi. Ot kokardi, toprak kokardi, tütün kokardi ama hepsi de cok güzel kokardi onda. Kokusunu da cok net hatirliyorum. Bazen babam ya da amcam köyde, bahceden döndüklerinde biraz onun gibi kokarlar ama tam da öyle degil. Dün gece yine uyumak icin cirpinirken aklima dedem geldi. Meger onu ne kadar seyrek hatirliyormusum ben. Uyaninca onun sevdigi bir yemekten yapip, onun niyetine birilerine ikram edip yedireyim dedim. Ama bilmiyorum ki dedem ne severdi. Tek bildigim dedem suyu cok severdi. Hep beni cesmeye gönderirdi. hem de suyu daha güzel diye eve uzak olanina. O zamanlar ki yasima uygun, minicik bir kova alir elime, suya giderdim. Dedem bir tas su icer sonra da "aman da kizimin suyu ne güzelmis, icine seker katmis bunun" derdi. Ben de bir sonraki sefere daha bir hevesle giderdim cesmeye.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

anlattıkların masal gibi, ama hangimizin babannesiyle, annneannesiyle yaşadıkları masal gibi değilki, bir daha hiç dönemeyeceğimiz geçmişte kalan güzel günler,babaannem torunları içinde en çok beni severdi, çünkü onunla ilgilenirdim, beni gördüğüm yaşlı bir düşkün, gariban yada sevgiye muhtaç çocuktan her zaman daha çok etkilemiştir nedense, bunu çocukların yaşamda hala bir şansları olduğu ama yaşlların bu şansı artık yitirdikleri için düşündüğümü zannediyorum tam bilemesemde, babaannecim 90 yaşında vefat etti, anneannem 80 yaşında ve artık sadece hafızasında bulgaristanda geçirdiği genç kızlıkla ilgili anıları kaldı, yani onun en mesut çocuksu günleri ve anneannesiyle babaanesiyle geçirdiği tatlı anılar , ahh ahh nerden geldi aklına yazdın bunları beni taa nerelere götürdün...sevgiyle kal...

serap dedi ki...

ne güzel bir anlatım..ne güzel yakışmış niyaz etmek diline...çocukluğuma döndüm okuduklarımla...annelerimizin inançlarının bizim için ne kadar önemli olduğu zamanları..büyüdükçe biz yaptık tercıhlerımızı ama cocukken oyle değildi...ama hala annem ısteyınce ve o yanımda oldugu ıcın inanarak yapıyorum o ziyaretleri ben..şah kulu sultana götürdü istanbulda beni..annem değil bir başkası dese nasıl yaklasırdım bılmıyorum ama O olunca farklı ..aynı cocukluğumda ki gibiydi..tarifsiz bir yeşil,tarifsiz koku,annemim tembihledi dualarım..:)ne kadar az inanır hissederim kendimi oysa ki ,ama o an farklı...sevdım sımdı bunları hatırlamyı...
dede-babanne anısı da yakındır cogumuzunkılere...anneye cektıren bır babaanne -ölmüş- bende de mevcut:)ama dede hıc tanınmadı...ama aynı anlattıkların gıbı ıyı bırısı oldugunu bılıyorum ve bazen bızı goremedıgı ıcın uzuluyorum...
büyükannelerin-büyükbabalrın yanında ki ,yaş kaçolursa olsun küçük torun hissiyatı güzeldir...
sevgıler

teyzenteyfik dedi ki...

Gaykedi,

fena mi oldu iste, hatirlamis olduk onlari :)

yaslilarda hafiza kaybi cok ilginc oluyormus ama. Baksana, anneannen yakin tarihini degil de uzak tarihini daha net hatirliyormus.

Güzel yorumun icin tesekkürler, sevgiler...

Adsız dedi ki...

ne kadar söylesem de inandıramadım seni gözlerinin kenarındaki çizgilerin kırışıklık olmadığına. insanların plastik nesnelere özendiği çağda yaşıyoruz ya, malum...

teyzenteyfik dedi ki...

Serap,

Hosgeldin sayfama :)

Anladigim kadariyla bazi yönleriyle benzer bir aileden geliyoruz.

Aslinda o "niyaz olmak" lafini biraz düsünüp kullandim.Bu laf belki de benim agzima hic yakismiyor ki falan diye. Ama baska kelime bulamadim sonra.
Sende tam tersini düsündügünü yazinca yorumunda, acikcasi sevindim :)

Sevgiler...

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.