Salı, Ekim 30, 2007

Seviyorum laaan!

Bugün sunu farkettim; bir sehri sonradan özlemek icin gerekli malzemeler, yasanilan mevsimler vasitasiyla temin ediliyor. Yani, bir sehirde farkli mevsimleri gecirmis, görmüs olmak, o sehri ileride özlemek icin yeterli olabiliyor. Ya da daha özlenir kiliyor o sehri, insanoglunun gözünde.
Mesela bu sehrin sohbahari... Cok güzel. Simdiden hissediyorum, hafizama kazindi bu görüntüler ve duygular. Yillar sonra bile cok güzel hatirlayip, özleyecegim ben bu sehirdeki sonbahari.
Bu fotograf ilkbahardan.

Pazar, Ekim 28, 2007

Bu pazar ne pazari allasen?

Iki gün süren, kisa film festivali vardi burada ve bugün ikinci günüydü. Günlük bilet alarak aksam sekize kadar süren tüm programi izledim. Seyirci ödülleri icin oyumu kullanip eve yollandim, ödül kazananlarin aciklanmasi beklemeden.

En cok begenilenler, alkislananlar nedense Almanya`da yasayan yabancilari konu alanlar oldu. Bir yabanci olarak o filmleri izlemek, bir alman olarak izlemekten cok daha farkli. Ben bir alman olsaydim, utanirdim biraz. Bir yabanci olarak izledigimde ise "evet, iste böyle, nasilmis!" diye bagirmak geldi icimden. Cok kabayim sanirim ya da icimde bir öfke var. Öfkem kesinlikle almanlara karsi degil, tam tersi, bir ülkeye, icinde kendilerini güvende hissettikleri bir ülkeye sahip olanlara. Bir ülkenin vatandasi olduklari icin huzurlu olabilenlere. Sanki onlar oldukca baskalari bundan mahrum kaliyor. Cok duygusal ve cocukca bir tepki belki de bu. Ama öyle.

(S. bana bugün Ulus Baker`in "Kanaatlerden imajlara: duygular sosyolojisine dogru" isimli tezini gönderdi Pdf dosyasi olarak. Ingilizce ama türkce bir özet kismi da mevcut, umarim anlarim)

Fotograf: Land Gewinnen, Yönetmeni Marc Brummund.

Cuma, Ekim 26, 2007

Ugras biter, gün savusur

Öyle isteksizim ki yine. Tarifsiz. Nasil yalniz hissediyorum kendimi, bir bilseniz.
Bunlari yazmaya utaniyor insan degil mi? Ya da benim icin öyle. Kronik olarak keyifsizlik yasama, bunu dile getirme. Hic cekici degil! Ne sacma. Hepiniz böylesiniz eminim ki. Herkes böyle. Herkesin cani hayati istemiyor cogu vakit. Nesem yadirganmazken, nesesizligim niye yadirganiyor öyleyse. Ya da belki yadirgandigi bile yokken ben niye öyleymis gibi hissedip, simdiden savunmami, cemkirmemi sakinmiyorum. Cünkü digerlerine de bulasiyor bu hal degil mi? Kim ister ki nese varken bulasan nesesizlik, isteksizlik olsun.

Varsin bunlar hic yokmus gibi olsun. Baska seyler anlatayim size.
Bugün, gecen dönemden arkadaslarimi yemege cagirdim. Davet emailine göbek dansi yapacagimi da eklemistim. Türk kliselerine pek de uymus, pek de gülmüsler, gelir gelmez, hadi basla dansa, esprisini yapmayi ihmal etmemisler! Etli biber dolmasi, peynirli börek, mercimek corbasi ve coban salatasiydi menüm. Pek klasikler yani. Peynirli böregim bu defa arasina minik minik dogradigim tereyagi parcaciklari sayesinde cok lezzetli oldu. Corbayi ise bu defa önce yagda sogani ve havucu biraz kavurarak yaptim, normalde direkt hepsini mercimekle birlikte hasliyordum. O da cok lezzetli oldu.

Almanlar bayilir böyle islere, yemek ikram edilmesine. Istahlari da iyidir masallah. Gecen dönem kimsenin sevmedigi bir kadin vardi sinifta, bu dönem onunla ben yalniziz derslerde. Eski arkadaslarla onu cekistirdik bol bol. Yeni malzemeler bende ya, heveslerini kursaklarinda birakmadim, anlattim onlar sordukca, abarta abarta, fakat sunu eklemeyi de ihmal etmedim, kadin nedense bana karsi cok yardimsever, iyi, neseli ve calisma sistemimiz birbirine pek uygun.

Belki gelirken bana ufak birer hediye getirirler de nesemi bulurum diye heveslenmistim ama yok, cikmadi bir sey. Günü kar yapmadan kapattik, yarina Allah kerim!

Cumartesi, Ekim 20, 2007

Seni gören aşık aklın şaşırır




















Cizdigim günün gecesi rüyama girdi bu hanim. Gercegi daha güzelmis. Güler yüzlü, neseli biriydi. Gözleri cok parlak ve rengarenkti.

Cuma, Ekim 12, 2007

Teninle tanismanin zamani


Bu da benden kücük bir bayram hediyesi. Ramazan da gecti, hadi, tadini cikarin teninizin. Madem zaman seker, tatli yeme zamani :)

Ahh, parmak uclarinda bile sevgiliye duyulan heyecani hissedenlere Allah uzun ömürler versin, nice bayramlar nasip etsin. Aha, bu da ramazan dilegim:)

Perşembe, Ekim 11, 2007

Yol belli, eg basini usul usul yürü simdi

Aksam, bisikletle eve dönerken ters yola girdim, ki hep yaptigim seydir. Yolun diger tarafini, aslinda olmam gereken tarafini, izleye izleye devam ederken bir de baktim ki, asiri hizla bir bisiklet geliyor karsidan ve ne olup bittigini anlamadan bisikleti biraz yana cevirmemle, karsidan gelen adamin cok ama cok fena küfürlerini duymam bir oldu. Adam uzaklasti ama sesi halen geliyordu. Duysaniz ne fena, ne agir laflar dedi bana.

Ben nasil oldum? Cok ilginc oldum. Uzundur öyle bir hale girmemistim. Sinirlenme, korku, saskinlik karisimi bir kasilmayla agzimi acamadim eve gelene kadar. Bisikleti park ederken iyi bir yutkundum sadece.

Devdas

Cumartesi, Ekim 06, 2007

Apolitik

Apolitik olmak sizi üzüyor mu?
Beni üzüyor. Ne is basarmis olsam da, sinavdan yüksek not almis olsam da, sevgilim beni cok sevse de, bu ay kirayi nasil ödesem diye düsünmesem de, güzel bir tatil yapmis olsam da, kücük iyiliklerim tesekküre, duaya dönüsmüs olsa da apolitik olmanin verdigi üzüntüyü atamiyorum.

Aktif olarak politikayla ugrasmak istiyorum ben!
Ama, ama ben temizim, ben temizim diye kendi kendime yasamak(!) istemiyorum.
En cok "o vakit" kendime saygi duyacagim, gibi geliyor.

Itiraf etmek gerekirse, iki ucu boklu degnegin neresinden tutacagimi da bilemiyorum.

Perşembe, Ekim 04, 2007

Ask acisi cekenlere


Ask acisi...

Herkesin var midir bir acisi? Söyle icinde duran, bir kokuyla, bir sarkiyla, bir günes dogusuyla gelip de, kimseye belli etmeden gözlerini devirerek hissettigi bir ask acisi?

Sanki vardir gibi geliyor bana. Ben derim degil, sen dersin öyle, ama vardir. Askin da binbir türlü sekli yok mu zaten?

Bugün, bir müzik esliginde, onlarca kisinin, tek tek, kisa kisa, belli ederek, belli etmeyerek, bir an, bir kisa an gözlerini devirdigini gördüm.

Ama güzel, kimse bilmesin, bir sen bil, gözlerini devirdiginde icinden geceni. Ama gözlerini tekrar kaldirinca gülümsemeyi ihmal etme.

Salı, Ekim 02, 2007

Mızıka calındı düğün mü sandın?

Hemen bir adim ötemizde töre kanunlari konusuluyor bu günlerde. Alevi-kürt bir gencle evlenmek icin evden kacan sünni-kürt kiz icin aile meclisinde ölüm karari verilmis.

Aileyi taniyorum. Görseniz hic yakistirmazsiniz böyle sacma töreleri onlara. Halen saskinim!

Nedir, nasil bir duygudur ki bu, yüzlerce yildir bir türlü cözülmez, azalmaz etkisi?