Salı, Temmuz 31, 2007

Ich komme :)

Yaz gelmis de geciyormus. Gurbet ellere yaz gelmiyor bu sene. Olsun. Biletimizi aldik mi memlekete? Aldik. Hafifledik mi? Hafifledik.
Türkce sözlü pop sarkilar da dinledik mi, bundan daha güzel yaz olmaz.

Ise geldim. Pek pozitifim. Pozitifimi yesinler benim. Sevgi kelebegi modumdayim. Birileri bir ayarlama yapsa da ben buradan tanidigim herkesle bulussam, görüssem Türkiye`deyken. Hani örnekleri var piyasada. Ne bileyim, yemek senligidir falan seklinde, bir takim bloglar arasi bulusma filan yani. Benim duygularim cok fanidir, o sebeple ben yapamam. Baslamamla "ya ne geregi var" demem bir olur.

Mesela Simon ile görüssem. Cok gülsem onunla. Ekmekci Kiz`i görsem, pek sicak bulsam onu, yaninda cok da rahat olamasam ama icimden "beni sevsin lütfen" diye gecirsem (Asli örnegi) Sonra, Endiseli Peri! O`na karsi pek tahminlerim yok acikcasi. Beni bir sekilde sasirtir sanki O. Asli`yi görsem yine. Elektra da olsun, o cok güler kesin, neseli olur. Neolitik Hanim da buyursunlar, pek merak ediyorum onu da. Sebnem de olsun. Metin Bey! Evet, o kesin ilginc bir adam, görmek lazim. Ya Elif? Onu da merak ediyorum. Ve Seri Katil!!! Herkes olsa, cok kalabalik olsa, ben arada kaybolsam.

Ama bilmem ki nasil olur bu isler. Yorar sanki bizleri, bu korunakli iletisimden baska (daha fazla boyutu olan) bir iletisim diline gecmek. Olsun, cesaretim var, en azindan bugün.

Perşembe, Temmuz 26, 2007

Ali babanin bir teyzesi varmis.

Sene, gecen sene. Yakinlardaki hisim, akraba teyzeme toplanmis. Tencere seti tanitimi var evde. Deneme amacli pisen yemekten yiyecegiz, bir de birimiz cekilis sonucu hediye kazanacak, kalabalik yapmamizin karsiligi olarak.

Adam korkunc türkcesiyle (kendisi kürt) basliyor anlatmaya, övüp duruyor tencereyi. Su tasarrufundan tutun da, elektrik tasarrufuna, besin degerlerini kaybettirmeden yemegi pisirmesinden tutun da malzemenin renginde hic degisim olmamasina.
Teyzem ev sahibi olarak, adam ne dese onayliyor, sanki üretici firmanin kasasi arka odada.

Neyse, adam cosuyor, biz agzimiz ayrik seyrettikce. Son olarak, "yanni ahha dokturlar bile öneriyor bu tencereleri. E dokturlar da yalan söylemez hebe, adamlar hipokratin basi icin yemin iciyorlar yanni" diyor.

Bu cümlenin üstüne, biriyle gözgöze gelip de kahkahayi basmayayim diye cabaliyorum ben. Teyzemse, evdeki tüm celik tencereler arti 1600 euro parayi verip, bir tencere takimi aliyor.

Pazartesi, Temmuz 23, 2007

Bu Kadar Cevretme Aziz Sultanım

Basin mi agriyor?
Cok iyi, yataktandir.
Kicin mi agriyor?
Harika, yataktandir.
Burnun mu akiyor?
Oh oh, ne güzel, yataktandir.

Her türlü agrimizin, sizimizin nedeni bu günlerde bu yatak.
Teyzemin masaj yatagi!

Tüm agrilarimiz, yatagin bize iyi geldiginin, etkisini gösterdiginin isaretiymis. Önce agri yapar sonra da iyilestirirmis bizi. Her seye ama her seye iyi gelirmis. Her yaraya merhemmis.

Cuma, Temmuz 20, 2007

Kayalardan kayarum yirmidörttür ayarum

Isteyim. Bir adam geldi demin. Elinde cayiyla karsima oturup, bacim nerelisin diye sohbete basladi,
8 ay komada yatmis.
Depresyon yüzündenmis.
Polis okulunu benim memleketimde okumus.
O dagdan gelen dere ne güzelmis, daga da cikmis zaten.
Hastanedeyken bir tek ana babasi, bir de afrikali arkadasi destek olmus.
Kücük cocugu da cok gevezeymis kendisi gibi.
Büyügü ergenlik dönemine giriyormus, onunla arkadas gibiymis, her seyi kendisi anlatip, ögretiyormus ona.
En büyük handikapi almanca ögrenmemis olmasiymis.
Babasi bunu ne cok dövmüs. Öldüresiye dövermis.
8 yillik polislik hayatinda bir tokat bile atmamis ama o kimseye. Hic rüsvet de almamis.
Babasi baskomisermis Türkiye`de.
Bugün cumaymis.
Acele etmek,isleri bitirmek, eve gidip, tras olup, camiye gitmek gerekmis.

Tüm bunlari 3-4 dakika icinde, daha ilk defa karsilastigi bana anlatti. Ilginc adamdi vesselam.

Günün dilegi: Bir iki ay boyunca Sarıkeçililer ile dolasmak ve belgesel cekmek.

Çarşamba, Temmuz 18, 2007

Simdi okullu olduk

Minik kuzenim bu yil, burada ana okuluna basliyor. Bizimkini tanismak icin bir ara okula götürmüsler. Orada cocuklarla oynamis. Hic almanca bilmeyen bizim minik, kendisiyle almanca konusan cocuklarla almanca sohbet etmis! "agabuju mahudi babagi ju darkdh beuelir" aynen böyle konusmus. Onlar bizimkine almanca bir seyler dedikce bizimki sesleri ne kadar sacma algilamis ki artik, o da öyle sacma sesler cikararak kendince cevap vermis. Annesinin anlattigina göre alman cocuklarda saskinlikla bizimkini izlemis.

Cesaretinden dolayi müstakbel ögretmenleri taktir etmis onu ama!

Ilk günlerde ihtiyaci olur diye, almanca "tuvalete gitmek istiyorum" ve "susadim" demeyi ögretmis annesi, öyle tatli söylüyor ki ezberledigi bu iki cümleyi.

Cuma, Temmuz 13, 2007

Ulus Baker diye bir adam varmis

"Giderek salak alışkanlıkları ve beklentileri olan bir orta sınıf erkeğine dönüşüyorum sanki, henüz sınıfa girmiş değilim belki ama eşiğinde bekliyorum ve girmek için hevesleniyorum. Oysa ben yirmili yaşların büyük kısmını buna direnerek, bu tür olasılıkların hepsinden tiksinerek geçirmiştim"

...

Ulus Baker ise öyle degilmis, bunca kopyanin arasinda cok degisik biriymis. Ben ne tanimisim, ne adini duymusum ölene kadar.

...

Genclik cok baska bir sey. Deli genclikten bahsediyorum. Yaslarimizin kagit üstünde genc göründügü ama gencligin verdigi deliligin, inadin coktan damarlarimizdan cekilmeye basladigi otuzlu yaslar ve devamini kastetmiyorum. Bu genclik degil, bu er meydani, kimisinin genclikten kalan hirkasini degistirdigi, kimisinin hirkasini coktan cikardigi.

Hepimiz bir bir unutuyoruz o inatlarimizi, o zamanlar baktigimiz gözlerin gördügü cirkinlikleri. Simdi, cirkinlikler birer gereksinim, birer mecburiyet.

"Ah gencler" diye hafif gülümseyerek bakiyoruz o deli genclere artik. Biraz edebi olanin gülümsemesinde bir acilik oluyor belki.

Perşembe, Temmuz 12, 2007

Ha, kutlama partimizi de yaptik dün gece, yazida yazmayi unutmusum da.



Bitti!

Bu dönem bitti!!!
Ve cok güzel bitti.
Sunum iyi gecti, sonunda hocalarin yorumlari oldukca olumlu idi.
Amerikali Prof sunum sonunda kendisinin de bu ülkede yabanci oldugunu ve benim burada kendimi nasil hissettigim konusunda beni cok iyi anladigini söyledi(!). Sunumumu begenmis. Ama ama en önemlisi benim zeki bir kiz oldugumu "coktandir" anlamis! :)

öhömmm
ööhööm

:)

Ha, bir de, projelerden birisi ile bir fikir yarismasina katilmistik ve ilk asamayi gectigimize dair bir mail aldik bugün. Pazartesi fikrimizi anlatmaya cagiriyorlar bizi.

Haydi, diyorum söyle bir dua cemberi daha olustursak? Hani, az degil, 6000 kaat cepte olacak, maksat ögrenciye yardim mahiyetinde yani, temsil misal, hani.
Hadi... hadi..:))

Cuma, Temmuz 06, 2007

Lale der ki, behey Tanri, benim boynum neden egri?


Üsüyorum. Ayagimda patiklerim, sirtimda 2 kat hirka oturuyorum simdi. Bildiginiz soguk. Bildiginiz temmuz ayinda.

Haftaya carsamba büyük gün, sunumlarim var. Ne mal oldugum belli olacak, dönem boyu yaptiklarimi bir bir bir anlatacagim, tüm okulun önünde!

Simdi, bir kac ay önce Elif Safak`in bir yazisinda önerdigi gibi topluca dua ediyoruz, her sey yolunda gitsin diye, tamam mi? (O yaziya yorum olarak, bizim ülkede topluca dua edipte yaptiklarimizi incelersek, bunun hic iyi bir fikir olmadigini görecegimizi yazmistim (bkz.2 temmuz-sivas vahseti) Ama yayinlamadilar yorumumu tabikine.)

Amma, aha da bu tepeyi de asarsam sehre varacagim, dayan dizlerim dayan!