Pazar, Ekim 11, 2009

Bana seni gerek seni

Eskiden ağız tadıyla efkarlanırdım. Söyle dertli bir şarkı türkü dinleyince, gözüm uzaklara dalar, yakında varsa bir pencere onun önüne koşar, gökyüzünü seyrederek düşlere dalardım. Bir şeyleri özlerdim. Hatırlar, hatırlar efkarlanırdım. Özellikle Almanya'da okuduğum şehirde iken. Pencereme karşı bakan apartmanın dili olsa da konuşşa!

Şimdi ne vakit bu hissiyata girsem, bir bakıyorum S. dibimde ve bana bakıp gülümsüyor. Tadı kalmadı bu işin. Ahan da şimdi de öyle bir hal. Ama ben bunları yazarken arkada çalan müzikten etkilendiğimi, gözlerimin ıslandığını farkettirmeden, tam tersi ekrana mal mal bakarak bunları yazıyorum.

Dertlenmek için özel alan lazım bana. Ben böyle görmüşüm. Öyle katıksız lay lay lom mutluluk olmaz. Dertli olmak lazım.

3 yorum:

Kremali'nin annesi dedi ki...

Tabii katiksiz mutluyken boyle konusmak kolay Teyzen hanim :)

Yalniz, cok pis tercuman oluyorsun haleti ruhiyeme, nerden ve nasil tiyo aliyorsun bir anlasam :)

teyzenteyfik dedi ki...

Kremalı,
yok yok, öyle katıksız mutlu degilim. İnsanım ya, mümkün mü öyle olabilmem! Bir de öyle bir milletiz ki yedi sülalemiz mutlu degilse biz de mutlu olamayız. Her birinin derdi gelip kendi hayatımızın içine oturur, mesafe koymayı bilemeyiz. Yani dediğim gibi, benim gördüğüm, bildiğim bu...:)

hissediyorum ben, senin oralarda halin, keyfin nasıl diye..:)
sevgiler

redrabbit dedi ki...

aynen katılıyorum sana..Bence sırf bu yüzden efkarını,efkarlanma öncesini ve sonrasını hatta iyi bir dosta/dostlara sakla..Onlar bunun için var..