Salı, Mayıs 22, 2007

Müdür bey izin verdi söylenecek bu türkü

Tasarim yapmak ama sosyal, kültürel, cevresel sorumluluklarini unutmadan! Tamam, kulaga hos geliyor ama bu mümkün mü gercekten?

Sosyal sorumluluk basligi altinda bazi firmalar cesitli projeler üzerinde calisiyor ya da destekliyor. Bunlar dürüstce mi sizce? Dertleri toplum mu yoksa bu vesileyle firmaya makyaj yapmak mi? Ya da bu durumda firmaya giren cikan ne oluyor? Benim paramla gidip benim köyüme agac dikiyorlar ya da cocuklarima defter kitap dagitiyorlar. Ortada bir sacmalik var. Ya da bunlardan hangileri dürüst sizce?

Kim icin, nasıl, nerede, hangi altyapi ve kosullarla kullanilacak sorularinin cevabi midir cogu tasarim yoksa bunlar sonradan mi ya da hic mi gelmiyor günümüzde?

Tasarim yapmak ama toplumsal, kültürel, cevresel sorumluluklarini unutmadan... nasil olur ki?

11 yorum:

Adsız dedi ki...

Nötronların doğası gereği tasarımsal yenilkleri kabul etmiyorlar. Ancak yüklü parçacıklar değişime uygunlar.

Tarafsız tasarım dediğimiz, elma şekerleriyle akraba hem.

Aslı Cin dedi ki...

Aşağıdaki konuda sana katılmıyorum canım, zira ben bu anonimlerden pek çektim, ah ahhh sorma. Herkes kendine anonim derse, ben hangi anonim hangisidir nereden bileceğim, değil mi ama?

Ne diyecektim ben?

Hah, bu yukarıda yazdığın konuda firmaların tamamı ile makyaj için bunu yaptıklarına inanıyorum. Misal bizim şirkete ben son derece sinirlendim bugün benzer bir sebepten, ortalık durulsun blogumda da bahsederim.

Adsız dedi ki...

ikea'nin tasarimlari cevre dostuymus, kendileri oyle diyor. bilmiyorum.

hafta sonu gogus kanseri destek yuruyusu vardi burda. acaip kalabalikti. bir de yiginla marka/frima sponsor olmustu. ben de aman ne iyi diye dusundum once. sonra sponsor firmalardan birinde calisan bir arkadasim dedi ki, bu firmalar gogus kanseri yuzunden cok eleman kaybediyorlar. calisanlari hastalaninca tedavi icin izin aliyorlar, firma da isgucu kaybediyor, iste bu yuzden sposor oluyorlar. simdi sonucta kanser arastirmalarina destek vermis oluyorlar ama cok da iyi niyetli bir davranis degilmis gibi geliyor bu bana. para kaybetmeseler yine destek olurlar miydi acaba diye dusunuyor insan?

cok tasarimla ilgisi olmadi dimi? neyse, ama durust degil iste onu demeye calisiyorum:)

asliberry dedi ki...

Boşver TT netim ya, bütün gününü yanyana geçirdiğin adam bile dürüst değil.

Evet bunu reklam için kullanıyorlar, satışları artsın diye yapıyorlar. Ben de özellikle onları seçiyorum. Biliyorum ki aldığım sütün yüzde bilmem kaçı ile eğitime destek verecekler.

Evet bunu vergi planlaması için kullanıyorlar. E zaten ödenen vergiler de onun bunun çocuğuna Amerika'da hayat garantisi sağlıyor. Hiç olmazsa vergiye gitmesin de sosyal projelere gitsin.

teyzenteyfik dedi ki...

Banu!
durum bu kadar mi umutsuz yani?
:)

hosgeldin, yine bekleriz...

teyzenteyfik dedi ki...

Asli,
simdi bir anonim burada bana da tatsiz seyler yazabilir edebilir ama o baska. O vakit tabii ki üzülürüm ben de. Benim bahsettigim genel olrak anonimlik hakkinin her vakit, her yerde bulunmasi gerektigi. Gercek dünyadaki gibi bir hiyerarsinin ya da baskinin bari buralarda cok olmamasi. Bazi muhaliflikler icin isim vermemek gerekebilir, bu bir yöntemdir.

Sen birebir yasiyorsun bu dürüst olmayan sorumluluk projelerini degil mi? E, tamam da kim inaniyor ya da güveniyor bu firmalarin yaptigina, madem calisanlari bile burun kiviriyorsa?

teyzenteyfik dedi ki...

Pelin,
Ikea... Ben gicik oldum artik ikea`ya. Her ev birbirine benzedi onlarin yüzünden. Dünyanin bir diger ucundaki kisi ile ayni carsafi ayni corba kepcesini kullaniyorum ben, bu cok tatsiz! Bari her ülkeye tamamen farkli ürünler sunsalar. Ama firmanin daha cok para harcamasi demek bu, degil mi? Tasarimindan tut da üretimine kadar.

teyzenteyfik dedi ki...

Asliberry,
TTNET`im ! :)

O destek verdikleri cocugun babasinin destege ihtiyaci olusunun o süt firmasinin üretim politikasiyla da ilgisi olmasin sakin?

Adsız dedi ki...

evet ikea konusunda haklisin aslinda. yine de bazi sirin seyler var, katologlarina bakmayi seviyorum ben mesela. oyle evlerde kahkahasi bol, cocuklu mutlu aileler yasarmis hissini veriyor insana. (bile bile kandirmaca oynuyor insan iste)
bir de bana hep Fight Club'i hatirlatiyor. Edward Northon filmin basinda evini ikea katologunun aynisi halinde dosemezse rahat edemeyen bir adamdi.

teyzenteyfik dedi ki...

Pelin,
ben de seviyorum ikea`nin ürünlerini. kataloglarini da:) Ama.. iste "ama"si cok mevzulardan birisi bu tüketim isi.

Adsız dedi ki...

şirketlerin bir tek amacı var. kar etmek. 2.-3. amaçları yok. diğer tüm yan amaçlar da sadece tek amaçlarına yönelik.
tüketicilerde son yıllarda artan bir rahatsızlık var. sürekli tüketen, kirleten biri olmak istemiyor, azıcık ruhlarını rahatlatmak istiyorlar. 'sosyal pazarlama' da bunu kullanıyor. Buna tabi, o para nasılsa onlara gidecekse bari birazı iyi yere harcansın diye bakmak mümkün. Yine de rahatsız olanların asıl rahatsızlığı da kapitalizmin kendisiyle sanırım.

Yoksa, tamamen toplumsal amaçları olduğunu iddia etmiyor şirketler. Onu yapan kamu veya sivil toplum örgütleri. O bakımdan bir samimiyet sorunu yok bence, ama etki sorunundan bahsedilebilir. Örneğin, bir ürünün karının bir kısmı şu iyi yarara gidecek diyorlarsa ama bunun yüzdesi nedir, %10 mu %100 mü, bilmemiz lazım.