Pazartesi, Ocak 22, 2007

Kalemim beyaz idi, daha çok yazacaktım, mürekkebim az idi

Bugün döndüm evime. Multuydum oradayken. Son günlerim cok aci verici ve kahredici bir olaya taniklik etmekle gecti. Ilk defa bir kenti böyle hissettim. Hani kitaplarda olur ya, bir olay olur ve kentin ruhu, atmosferi degisir, bir baska görünür göze. Insanlari bir baska yasar artik.

Sondan bir önceki günüm yani cumartesi günü cok özeldi. Asli ile, Yaman`in annesi Asli ile bulustum. Ben Asli`ya hayran oldum. Ondan ayrildigim andan beri bu yaziyi yazmak icin firsat kolluyorum.

Yesil montum var demisti mesajda. Ben gec kaldim birazcik. Masada tek oturan bir kadin. O`ydu. Hem o nasil yesil? Nedense kafamda hic öyle bir yesil canlanmamisti. Ne alakaysa.

Benim icin sectigi hediyeleri gördügümde zaten önceki gün olanlardan dolayi yagdi yagacak buluta dönmüs kalbimde siddetli simsekler cakti. Öyle mahcup oldum, öyle mahcup oldum ki, keske bulusmasaydik bile dedim icimden. Ah essek TT, hani senin de onun icin düsündügün minik hediyeler vardi? Nerede?

Fotograflarina hic benzemiyor Asli, Hos bir kadin. Ilk izlenim bu. Ama zamanla karsinizda güzellesmesini izliyorsunuz. Cok sasirtici. Gözleri beliriyor önce, sonra saclari, sonra cenesi, sonra sesi ekleniyor ve ortaya cok degisik bir güzelik cikiyor.

Ya ben? Ben öyle sapsaldim ki. Ne konusacagimi bilemedim, sürekli gülümse TT taktigi uygulamaya gayret ettim ve en sevmedigim, gicik oldugum surat ifademle dolandim durdum. Tam cocuk gibiydi kalbim. Ya lütfen beni sevsin, lütfen diye icimden gecirip durdum. Bir önceki gece S.`in tüm israrlarina ragmen burun büküp, kaprislice „ ben sevmem sütlü tatli“ dedigim kazandibini löp löp yedim, üstüne tarcin bile ektirdim, teklif Asli`dan geldi diye. Eger balik yiyelim dese onu da yiyecektim, pek haz etmememe ragmen. Aklimca bu cocukca gerilimimi caktirmamaya calistim. Suratimi ne sekle sokmam gerektigini karistirinca disari baktim, gözgöze gelmemeye calistim. Yok, o salak gülümsemeyi eksik etmedim ama hic bir zaman.

Ne konustuk? Ben sig sularda yüzdüm durdum. Vasat ortalamayi yakaladim kendimce. Konuskan olmadigini söylemesine ragmen sohbeti öyle dogal ve rahat sekillendiriyordu ki O. Bense ancak Yaman`i sorarak yirtiyordum sira bana geldiginde.

Amcalari bu askere gidecek, iyi beslensin, ne isterse verin yesin, hem de en güzellerinden, en tatlilarindan… Beni tam bu sicaklikla misafir etti. Ama beni sürekli mahcup etti. E bünye zaten müsait. Yok, öyle ilk akla gelen yargilara varmayin benimle ilgili. Kendine güveni yok, acimasizca yaklasiyor kendine, dedigi gibi asosyalmis gercekten, vs.

Tam da bu ne biliyor musunuz? Gecen gün S.`in galiba bir kitaptan alinti yaparak anlattigi gibi. Karsisindakine hayran hayran bakarken kendisinin nasil göründügünü, belki de cirkinlestigini ya da komik göründügünü farketmeyen kizin durumu gibi.
O ne gördü, nasil gördü bunlari bilmiyorum ama ben kendimde bunlari gördüm. Ondaysa cok iyi, hep sahip olmak istedigim gibi bir arkadas gördüm.

10 yorum:

asliberry dedi ki...

TR’de Kurşun Yarası diye bir dizi vardı, orada Gerçek Sağlar diye bir kız oynuyordu. Kayınvalidem o kız için şu tanımı yapmıştı; “baktıkça güzelleşiyor”

Sen de buna benzer bir tanım yapmışsın, bu çok hoşuma gitti.

Umarım sıkılmamışsındır, hani sen misafir geldin ya, cır, cır, cır, 10 yılda konuşabileceğim kadar çok konuştum, umarım “öff bir susmadı ya” dememişsindir.

Adsız dedi ki...

Bu karşılaşma deneyimi hakkında yazdıklarınızı okumak ilginç. Neden bu kadar çekingensiniz, neden bu kadar sakınımlı, bu kadar ürkek?

Oysa karşınızdakini itip çekmeden, onun sınırlarını ve kendi sınırlarınızı görmeden nasıl tanırsınız ki birbirinizi?

Ama anlaşılır bir durum bu: öyle steril bir çağda yaşıyoruz ki, en küçük temas bile bizi darmadağın edebilir --öyleymiş gibi yaşıyoruz.
Vücut kaslarında sürekli bir gerginlik. Yorucu ve yıpratıcı bir ruhsal ürperti.

teyzenteyfik dedi ki...

Asli,
tabiki hic sıkılmadım. Cok güzel bir gün gecirdim. Her sey icin tekrar cok tesekkür ederim. Mahcup oluslarimi bu kadar fazla dile getirip bu defa da seni mahcup etmemisimdir umarim.

teyzenteyfik dedi ki...

rosy,
yasadigimiz cagdan mi yoksa ictigimiz caydan mi ben böyle olmusum ben de cözemedim.

severim, öperim, özlerim :)

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
teyzenteyfik dedi ki...

endiseliperi,
* evet, tam dedigin gibi bir saskinlik yasaniyor.

* Rosy crucifixion benim yarim olur :)

* Gariplik olmasi normal degil mi? Bir daha ki sefere kesin seninle de görüsecegim. Kacis yok, tamam mi? Hem bu defa kendimi daha iyi hazirlamis olurum :)

teyzenteyfik dedi ki...

Asli,
kafanda bir tahminin olsa da yine sasiriyor insan. Bu iki taraf icin de gecerli. Keyifle okumana sevindim. Benim icin cok cok keyifli bir gündü cünkü.

Adsız dedi ki...

Buraya birsey yazayim istedim,sonra cok ozel bir olayin icine dusuyormusum gibi geldi. Boyle etkileyici zamanlar ne kadar az oluyor hayatta! Sanslisiniz. :o)

teyzenteyfik dedi ki...

Aklindan geceni yazsaydin keske Elif. Buraya yazildiktan sonra özel olan olayin sinirlari nasil olsa genisliyor epeyce.

Ben seninle karsilastigimiz icin de sansli oldugumu düsünüyorum. O gün Asli`ya da senin yazilarini sevdigimi söylemistim. Ha, bu arada Asli senin bir yemek dergisinde yazdigini söyledi (ya da öyle olabilecegini, belki baskasiyla karistirmis olabilirim de demisti) Dogru mu? Bloguna bakinca hic caktirmiyorsun, eger dogruysa.
:)
Sevgiler.