Salı, Nisan 24, 2012

Çaldığın saza mı yanam, Ettiğin naza mı yanam?

Sağ tarafıma düsen masada gerekmedikce tek kelime etmedigim uyuz adam oturuyor. Aramızın uyuz olmasının nedeni ise bir masa kavgası. Ah, ne komik degil mi? Ama böyle, ofis fareleri daha önce de dedigim gibi ofis dısında manasız gelecek her lafı, her esyayı cok cok ciddiye alırlar. İşleri, iş yerindeki konumları ile kişiliklerini karıstırırlar. O sebeple biz de papaz olduk bu herifle. Arada yapmacık gülücükler atıyoruz karsılıklı amma gıcıklıgımız baki.

S.nin de ofisinde onu geren bir tip var. Ama onunki benimki ile karsılastırılamacak kadar yüksek gerilim oluyor bazen. İşinin zorlugundan bahsederken en önemli probleminin, gün boyunca bir yandan çalışırken diger yandan (sol yanından) gelen, neredeyse fiziksel olarak hissedilen gerilim ile başetmek oldugunu söylüyor. Böyle durumlarla insan tam olarak işine konsantre olamıyor cogunlukla. Kendi gözü de sol ya da sag yanındaymıs gibi, kendini uzaktan inceliyor ve her manada  iyi fotograf vermek icin gerildikce geriliyor.



Ayrı dünyalarda eski fotograflardaki  meslaktaslarını arayan, bulusmak isteyen birileri de varmış. Tanıdıgınız varsa bildirin insanlık namına. link.

2 yorum:

remed dedi ki...

neredeyse fiziksel olarak hissedilen o gerilimi çok iyi biliyorum. birinin her hareketinizi izlediğini hissetmek bir süre sonra algı yamulmasına yol açıp üstünüzde sürekli bir göz varmış gibi bir kısıtlama bile yaratabiliyor hassaslık derecenize bağlı olarak. herkes yaşayabiliyor demek ki bunları, bunu bilmek insanı rahatlatıyor biraz ama, yıllar sonra iş arkadaşını arayan bile varmış bir taraftan da. hep eskilerde kaldı sanki bunlar.

teyzenteyfik dedi ki...

Remed,
sen onceleri de yazardin bana... Ne güzel, yine yazmissin :)