Perşembe, Nisan 05, 2012

Akşam güneşi

Dün aksam yine umutsuzlukla girdim bizim sokaga, kesin park yeri bulamayacagım, dedim ve öyle de oldu. Tam 6 tur döndüm bulana kadar. İlk turda, yokusu inerken yaşlı, eli bastonlu bir adam gördüm. İkimizin de ani bir hareketi basımıza is acar diye korktugumdan yanından yavaş yavaş geçtim . İkinci turda aynı adamı yine gördüm. Sonraki turda yine ve yine. Benim her tur atısımda adam bir araba boyu kadar yol almıstı. Her karşılasmada o bana ben ona saskınlıkla baktık. Ben arabayı park ettigimde o henüz bizim sokagı gecememisti! Ah yaslılık. Sonra hızlıca eve cıkıp, ayakkabılarımı degistirdigim gibi sokaga fırladım. Hava halen güneşli! Yokuşu inerken kafamı kaldırınca karsıdaki apartmanın balkonunda elinde gitarla oturan bir adam gördüm. Bakıstık. "Şimdi çalmaya basla, sesini duyayım, daha da güzel olsun akşam" diye hevesli bir bakış attım. Çok uzak olmamıza ragmen anladı galiba ve aniden çalmaya basladı. Birbirimize baktıgımızı karsılıklı çaktırmadan o hızlı hızlı çaldı, ben sakin sakin yokuş aşağı indim.

Hiç yorum yok: