Pazar, Şubat 03, 2008

Duvara çakılmış mıh gibi yalnızım*

Birisi bana bir sirrini verdi. Ciddi bir sir. Sirrin sahibi icin sir olarak kalmasi pek hayirli olacak bir sir.

Söylemeden önce, cok degisti surati, ezildi, büzüldü, kizardi, bozardi. Olmadi, lavaboya bir gitti geldi, sonra söyledi. Önce, benden özür diledi, beni bu sirri tasima yükünün altina soktugu icin. Cok cok özür dileyerek verdi sirrini. Hic böyle bir sirrim olmamisti simdiye kadar. Hic kimse sirrini verirken özür dilememisti benden. "Ama bak aramizda kalacak" denmisti en fazla.

Verilen, alinan bir cok sirrin oradan oraya gittigine, dagildikca can yaktigina sahit olmuslugum var. Hatta yeri gelmisken bir animi anlativereyim. Zamanin behrinde bir sirri anlatiyorum bir arkadasa, kil tüy degil, ciddi sir yani... Ya da baskalarinin bilmesini hic istemedigim bir mevzu diyelim. Neyse, bu da gidiyor anlatiyor baska bir arkadasina. Sonra gün oluyor, devran dönüyor, o arkadasi benim kahve falima bakiyor bir ortamda ve falda görmüs gibi, benim sirri bana bir bir anlatiyor. Ben hem sasiriyor hem de tekrar hatirladigim icin kahroluyorum. Sonraki günlerde güle eglene, bu olayin esas durumu anlatiliyor bana.

Neyse...

Eve dönerken, ilk aldigimda sasirdigim özürün cok yerinde oldugunu farkettim. Bir yük vermisti sirtima. O yükü, özrüyle birlikte asla agzimdan cikmayacak bir yere baglamisti bile.
*Cihat Burak. Istanbul Modern`deki Cihat Burak Retrospektifi`ne gitmenizi öneririm, ben gittim, pek begendim. Resimleri sanki karikatür gibi, bir yerden firlayan Semra Özal ya da Nazim Hikmet, bir yandan bir dansöz ya da Cihat Burak`in aldigi mimari egitimin etkilerini gördügümüz binalar, bulanik, koyu, karanlik ama cesur renkler... Beceremem ben böyle sergi, film falan anlatmayi, vaktiniz varsa, ki vardir, sacma sapan seylere vakit harcayacaginiza (ben kendimden biliyorum), gidin, görün.

13 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Sır veren hafifler, sırrı alan yüklenir, hem de nasıl.
En iyisi o sır denen şeyi unutmak, ki ağırlık etmesin.
:)

Şu italik harfli beyanat size ait ise, Şehr-i İstanbol diyarındasınız demektir?

teyzenteyfik dedi ki...

Ekmekci kiz,
kim bilir?
ya oradayimdir ya dönmüsümdür ya da yakinda gidecegimdir.
sir vermem:P

Ama sergiye gittim, gördüm! :)

Adsız dedi ki...

çok yakında bu konuda bir şarkı yazacağım, o zaman kaçınılmazı siz de kabul edersiniz belki neyzen hanım.

ayrıca, cihat burak'ı pek istiyordum. gidemeyeceğim için karşılık olsun diye ben de gidemeyeceğin edward hopper sergisini ballandıra ballandıra anlatsam bile aynı şey olmaz.

endiseliperi dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
endiseliperi dedi ki...

iyi sır kendini saklatırmış, derler. belki de sır tutamayanların çıkardığı bir sözdür bu da:) sır vermek de almak da, ağır bir vaka. ikisinde de sır saklansa bile aranızdakiler eskisi gibi kalmaz artık. sırrı saklamanın en iyi yolu, sırrın basıncından kurtulmak belki de ve bu da sır ilişkisindeki diğer tarafı unutmaktan geçiyor.

sevgiler.

(tekrar okuyunca anlaşılamayacak kadar hatalı yazmışım. yukarıdaki silinen yorum benim. pardon.)

teyzenteyfik dedi ki...

Simon Bey,
yaziniz, gerekirse kabul ederiz biz.

Siz sergiyi de ballandira balandira anlatiniz, gerekirse ayni sey oldururuz

teyzenteyfik dedi ki...

Endiseli Peri,
nasil yani, sirri veren arkadasimi mi unutayim? Ama ayip olmaz mi, al sirri, sonra hadi eyvallah yap!?

Iyi sirrin kendini saklattigi dogrudur :)

Sevgiler

Adsız dedi ki...

güzel insanların hayatlarinda hep bir kedi olmaz mi?.. cihat burak'i da kedilerinden bulup cikarmistim oykulerinden once... o tablolar beni cok etkilemisti... oldugunden sonraydi sanirim... ama, sanatcilar olmez ki!

hic kedisi olmamis bir kedisever hic olarak sevgiler...

teyzenteyfik dedi ki...

Merhaba hickimse,
belki bir gün bir kedin olur, ha?

Neden hic büyük harf kullanmiyorsun?
(ha ha ha cünkü seni yemek icin. Kirmizi baslikli kiz safliginda soruyormusum gibi hissettim de kendimi:)

Cidden sordum ama. Bu siralar bir cok kisi bu sekilde yaziyor. Ciddi ciddi merak ediyorum, genel bir akim falan mi var ya da ortak bir tepki falan mi bir seylere. Mesela, Ayse Düzkan hic büyük harf kullanmazdi eskiden benim bildigim.

Adsız dedi ki...

Uc kisinin bir sir tutmasi icin, ikisinin olmus olmasi gerekirmis. :o)

www.elifsavas.com/blog

teyzenteyfik dedi ki...

Elif,
öyle mi? ya o iki kisiden biri ben olursam! :)

Adsız dedi ki...

kedisi olmayanin buyuk harfi olur mu ki hic!
akimdan falan anlamam. yazmaya basladigimdan beri kucuk harf kullanirim. hem o zamanlar internet falan da yoktu. kucuk harfleri kil tabletlere oymak daha kolay oluyordu, belki de ondan!
ama oncelikle, baslangici ve sonu olmayan birseymis gibi geldigi icin kucuk harf. esitsizlige, ast-ust iliskisine gonderme yapmadigi icin kucuk harf. buyuk olmak kucuk olana hakarettir, diye dusundugumden, kucuk harf. kaybolmaya / silinmeye / yok olmaya yakin durdugu icin kucuk harf. bunlarin hicbirisi tam aciklayamadigi icin kucuk harf.

teyzenteyfik dedi ki...

hickimse,

bir kücük harfi sevmekle baslayacak hersey, diyelim öyleyse
:)