pencerelerde küçük sarışınlar,
her şey iyi, her şey sade
anlıyamıyorum şu iç sıkıntımı.
yaşamak dersen yaşamak,
sarhoşluğum sarhoşluk.
ah! hatırlamak olmasa eski günleri.
İkindi üstü 1947
Edip Cansever
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte, öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de
Her sey baglantılı oluyor sanki. Yeni yıl kararlarımdan birisi güzelcene bir fotograf makinesi almak, bir türlü sevemedigim makinemden kurtulmak ve böylece o hep içimde gördügüm fotografcı isigini bu yıl herkeslere göstermekti.
Ama, tam kararlı kararlı dolanırken, bu aksam üstü, Moda burunda fotograf ceken gencten bir adamla yaptıgımız ayaküstü bir sohbet fikrimi degistirdi. Ne mal oldugumu anlamam icin öncelikle kaprisi kesip, elimdeki makineyi iyicene bir çözmem gerekiyor. Kati kararım bu. Böyle yazılsın.
Adam da ne sevimliydi, güzelce anlattı bana bir sürü sey. Sanki S. benim velimmis, o da ögretmenmiş, ben de gelecek vaadeden ama biraz yol göstericiye ihtiyacı olan bir cocukmusum gibi.
*Bir önceki postun yorumlarında Pisi'nin tarif ettigi sekilde yaptım ayva tatlımı. Bence harika oldu. S. daha sekerli olabilirdi, dedi. Haklıydı cünkü ben tarifi degistirdim ve her bir ayva parcası icin bir cay bardagı degil de bir corba kasıgı seker kullandım. S. den cok benim gönlümün olması daha önemli zaten. Yapan benim, benim istedigim gibi olacak! Bu fotograftaki tabak birazdan komsuya gidecek. Önceki gün teyze bana ev yapımı kadayıf getirmisti. Simdi onun tabagıyla ayva tatlımı götürüp, bonusları toplayacagım.
*Berbat yazdıgımı, özellikle türkce karakterleri cok düzensiz kullandıgımı biliyorum. Elim hep ingilizce klavyeye alısık ve kendimi kasmadıgım icin böyle sacmalıyorum. Canım cekerse bu problemi de yeni yıl kararları listesine alırım, belki.