Pazartesi, Ağustos 27, 2012

İmdaaat

İki gündür, hediye olarak aldığım Bin Muhteşem Güneş romanını okuyorum. Dün gece de uykum gelmeyince, bir kaç saat yatakta okumaya devam ettim. Romandaki manyak kocayı, dayaklarını, karısına ettiği olmadık eziyetlerini vs. okuyarak uykuya daldım.

Gecenin bir yarısı, aniden, zınk diye uykudan uyanıp, yattıgım yerden gözlerimi açtım. Ne göreyim? S. kafayı dikmiş, yatakta beni izliyor enteresan bir bakısla. Aniden sıçradım, noluyo lan, napıyon, ne bakıyon manyak manyak, diye bastım bagırtıyı. Hiiiiç, seni izliyodum güzelim, dedi. Ne izlemesi lan gecenin yarısında, manyak mısın, hasta mısın, diye bagıra cagıra tuvalete gidip geldim. Şaşkın ve şapşallasmıs S. ye kıcımı dönüp uyudum.

Sabah uyanınca, aksam yaptıgım inanılmaz hareketi yumusatmak icin bir iki geyik falan yaptım. Bi daha aynısını yaparsa onu polise sikayet edecegimi söyledim :)

(Şimdi farkettim de, ben aniden uyandıgım esnada S. yataga yeni gelmisti sanırım. Cünkü bir yazı yazmak icin uzun süre calısacagını söylemisti, ben yataga giderken.)

4 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Kitap etkilemiş seni, zavallı S. gürültüye gitmiş! :))
Bin Muhteşem Güneş'i okurken ben de deliriyordum az kalsın; çok üzücü ve bir o kadar da sinirlendiriciydi.

teyzenteyfik dedi ki...

Ama bu dengesizligim sebebiyle iyi bir paparayi yedim tabii ki. :)) kitap, acikli, kotu insanlar, kabus... Diye geveleyebildim sadece.

çay ve simit dedi ki...

Yazık olmuş S.ye :))

teyzenteyfik dedi ki...

çay ve simit,

he ya yazık oldu. Halen, inanamıyorum o yaptıgına, diyor :)