Çarşamba, Eylül 28, 2011

Fit olduk mu?

Bugün B-fit'i deneyecegim. Spor salonu deneyimim bir defa üc aylıgına oldu ve her seferinde para verdik lan, boşa gitmesin bari, diye diye zorla gitmiştim.

Bakalım burası nasıl olacak. Farklı oldugunu duymustum. Özellikle Neo'nun yazısı (bu yazı) sayesinde haberdar olmuştum onlardan ve gecen gün baktim ki eve pek yakın bir yerde bir subesi açılmış!

Salı, Eylül 27, 2011

Bir Zamanlar Anadolu'da

Bir Zamanlar Anadolu'da

Bir Zamanlar Anadolu'da

Bir Zamanlar Anadolu'da

Bir Zamanlar Anadolu'da

Çok güzel bir film. Muhteşem bir film. En son Haneke'nin Beyaz Bant filmi bir de Ahmet Uluçay'ın Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filmi beni bu kadar heyecanlandırmıştı.
Ama bu filmin oyuncularının hepsi harikaydı. Yönetmen nasıl da güzel oynatmış hepsini. Hele Ercan Kesal! Çok çok iyiydi.

Bir Zamanlar Anadolu'da

Perşembe, Eylül 15, 2011

Öff pöff

Bu akşam S.in annesi geliyor. bir kac hafta kalacak. Biraz kendime gelinceye kadar yardımcı olacak bana.
Ev dagınık ve kirli.
- Ama bir şey olmaz, önemsemez öyle şeyleri
- Ya önemserse?
- Yok yok, sever beni, kıyamaz bana.
- Ya kıyarsa?
Böyle gitgellerim var. Evde bir kap yemek bile yok. Hiç halim de yok yapacak. Eve gidince bir süpüreyim ortalıgı, bir de aklıma fikir gelirse eger bir yemek yapıp koyayım. El oglunun anası, güven olmaz hic. Az da olsa garantiye alim kendimi.


geldi fikrim; imam bayıldı ve fırında tavuklu makarna yapacagım. Kaba temizlik ile beraber toplam 4 saatim var. Bence yetistiririm. Tarifler Kantin'den. Yarına da yerimden kalkmaz, acısını cıkarırım ;)

Salı, Eylül 13, 2011

yeşil günler

Dün akşam eve gidince tüm çiçeklerin bakımını yaptım. Hepsini daha büyük saksılara geçirdim, topraklarını tazeledim.
Çoğu halsiz haldeydi. Bakalım, onlar da iyileşecek umarım bundan sonra.

Sonra, balkonda yetiştirdigim maydanoz ve feslegeni de kullandıgım sekiz kişilik salata yaptım ve yarısını yedim. Pek yeşil bir akşamdı.

S. geldi ve kalan 4 kişilik salatayı yedi. Benim izledigim bir fransız filmine laf sokup durdu. Sahnelerin hepsini önceden tahmin etti. Tahminleri için öpücügüne bahse girdik (burnundan, yanagından, vs.) ve daha fazla devam etseydik kıcına kadar öptürürdü. O kadar klişe bir filmdi ne yazık ki.

Salı, Eylül 06, 2011

6-7 Eylül Olayları

Diger fotograflara buradan bakabilirsiniz.







Hayat ne korkunç yav

Bu hastalık olayından dolayı 3 defa o korkunc MR aletine girmem gerekti. Birinde 45 dakika bekledim. Ve kapalı yerde kalma korkusu basgosterdi bende o günden beri. İkinci girdigimde birden bagırıp aletten cıkmaya calısmıstım, radyologun azarı ve annemin kandırmaları ile tekrar girmistim alete. Arada aletin icinde iken yasadıgım duyguları birebir hatırlıyorum ve dayanılmaz bir korku hissediyorum. Geçen gün otobüsün içinde iken de aynı sey oldu. Acil dısarı cıkıp hava almak istedim, sacmalayıp bagırmamak icin kendimi sakinlestirdim. Niye böyle oldu anlamadım. Önceleri hic yoktu böyle bir sey. Bir daha beni MR aletine sokarlarsa kendimi camdan atarım, demistim S.'e. O da yalan oldu gerci, lafımın üstüne bir defa daha girdim MR'a.

Ya bir de sabah gelirken yolda minik bir serçe vardı. Tam Kadıköy çarşıda, yerde. biraz dürttüm hareket etmedi. Elime alıp bir yere kaldırıp koyayım bari, dedim ama o sırada korktu ve biraz uçup uzaklaştı, sonra tekrar yere kondu. Ne yapacagımı bilemeyip bırakıp geldim onu. Yolun sonunda arkama dönüp baktıgımda halen orada duruyordu. Tüm gün icime dert olacak simdi! O minik serce ne oldu acaba diye :( Dana gibi kediler dolu bir de oralarda.