Cocuguz hepimiz, ben en fazla 10 yasindayim. Kuzenim belki 15 yasinda. Biz olmasak, tüm günü tek basina o dagda sürüyü otlatarak geciren bir kiz. Halen aklimda kalan ve bildigim en özel bilgilerden olan koyun güdecek sopa yapimini ondan, orada ögreniyorum. Kirik bir cam parcasiyla sopayi pürüzsüz ve parlak yapmayi da.
Orasi yayla, cok az ev var. Ama ne güzeli halamlarin evi. Tavanin, duvarlarin, hatta oturdugumuz sedirlerin, bana devasa gelen ahsap sutunlardan olustugu bir ev. Kilimler, duvar halilari dolu her yerde. Her sabah erkenden, kendi yaptiklari islatilmis süpürgeyle süpürülen, neredeyse betonlasmis toprak bir avlusu var.
Orasi yayla, cok az ev var. Ama ne güzeli halamlarin evi. Tavanin, duvarlarin, hatta oturdugumuz sedirlerin, bana devasa gelen ahsap sutunlardan olustugu bir ev. Kilimler, duvar halilari dolu her yerde. Her sabah erkenden, kendi yaptiklari islatilmis süpürgeyle süpürülen, neredeyse betonlasmis toprak bir avlusu var.
Avluda, tahta bir sandalyede oturup, hep ceketinin cebinde tasidigi ayna ve cimbiziyla kulaginin, burnunun üstündeki killari temizleyen, güleryüzlü enistem var. Dedem gibi, ona su ikram ettikce ardi arkasi gelmeyen güzel sözler soyleyip, bal tadi gelen soguk suyu öven enistem.
Sonra, annem ve babam geliyor. Galiba yaz tatili bitiyor da bizi almaya geliyorlar.
Aksam sofra kuruluyor, belki icki de iciliyor. Babam saz caliyor, türkü söylüyor. Annem de en sevdigi türküye eslik ediyor sofrada, ayrilik hasreti kar etti cana, seher yeli sevdigimden bir haber...
Bir zaman sonra, biri, bir sebeple vuruyor evin babayigit oglunu. Halamlar, olayin, acilarini daha da buyutecek bir kan davasina dönüsmesinden korkup, mali mülkü birakip, büyük sehre göcüyorlar. O guzel ev yok artik ya da harabesi duruyordur.
Bir zaman sonra, biri, bir sebeple vuruyor evin babayigit oglunu. Halamlar, olayin, acilarini daha da buyutecek bir kan davasina dönüsmesinden korkup, mali mülkü birakip, büyük sehre göcüyorlar. O guzel ev yok artik ya da harabesi duruyordur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder