Ilk geldigim günlerde görünmez oldugumu düsünürdüm. Ki yalan da degil, öyleydi. Kimse beni görmüyordu sokaklarda yürürken.
Bu durum ilk günlerde rahatsiz etti beni, e alismisim görünmeye, görünme cabalarimin her vakit karsilik bulmasina. Ama ilk birkac günün soku gecince zevk verir oldu. Özel oldugumu hisseder oldum. Baskaydim, farkliydim... Hatta o kadar baskaydim ki, beni algilayamiyorlardi bile.
Sonra baktim ki benim gibi baska baska bir sürü var etrafta. Hem hic de zevkli degilmis baska olmak. Öyle sandigim gibi bir gözle bakilmiyormus baska olana.
Bu defa basladim görünür olmak icin caba harcamaya. Cok calistim. Ama bu öyle bir illet ki, siz calistikca, onlar sizi görmeye basladikca, gerisi gelmez.
Hep daha iyi, cok daha iyi, cok daha net görünür olmanizi beklerler.
Arada görünmenin zevkiyle bir gevsemeyiverin, hemen hatirlatirlar size, ama su noktan görünmüyor ki henüz, diye.
Bosuna yani hepsi. Ne onlar sizi oldugunuz gibi görürler, ne de siz onlarin istedigi gibi görünebilirsiniz.
Cuma, Haziran 27, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Aslında görünmez olmak o kadar güzel bir şey ve öyle çok ayrıcalıklar kazandırıyor ki insana.
Orasi öyle, ama...
iste bu "ama" nin devami pek uzun.
Yorum Gönder