Pazar, Mayıs 11, 2008

Anneler Günü

Öglene dogru aradigimda yoktu evde. Sonra uyudum, uyandim ve aksamüstü tekrar aradim. Belki günlerdir beni yine esir alan sorunlu, bozuk uyuma/uyuyamama maceramin etkisiyle, belki de son aylarda üzerimde anneme karsi olan hassasiyetimden dolayi hemen aglamaya basladim, daha anneler gününü kutlayamadan.

Az kaldi, biticek, geleceksin, diye teselli etti zavalli annem beni, kendisi de bir yandan aglarken.

Hem sizin umudunuz var, anneniz var, ariyorsunuz konusuyorsunuz, ben ne yapayim, dedi. Bundan 8 yil önce bir anneler gününde annesini kaybetti annem.

Ben o vakitler yine uzakta, baska bir sehirde tek basima kaliyordum. Gece telefon caldi. Babamin sesi geldi ve haberi verdi. Sonra annem aldi telefonu. Cok aciliydi sesi. Ilk defa annemin sesi öyle geliyordu.

Sabahin cok erken vaktinde annemlere vardim. Annem yataktaydi. Yanina yattim, sarildi bana. Sayiklar gibi konusuyor, agliyordu. Annem gitti, annem gitti, diye.

6 yorum:

  1. İnsan kaç yaşına gelmiş olursa olsun, annesinin yavrusu işte...

    Anneciğine çabuk kavuşmanı dilerim.
    :)

    YanıtlaSil
  2. Adsız20:14

    Senin de teyzeler gunun kutlu olsun. :o)

    www.elifsavas.com/blog

    YanıtlaSil
  3. Ekmekci kiz,
    tesekkürler:)

    Elif,
    sagol canim, ilk kutlayan sensin:)

    YanıtlaSil
  4. Adsız11:31

    "Anne"... "Su" gibi güzel bir kelime, değil mi? Onun gibi olmazsa olmaz, onun gibi arı duru, onun gibi mütevazı ve müşfik...

    (Ana kuzusu olmak da anne olmak kadar güzeldir bu arada, değil mi?)

    Merhaba diyeyim yeniden, dedim...

    YanıtlaSil
  5. Adsız12:00

    of teyzen offf... ne yaptin yaa...

    YanıtlaSil
  6. Metin bey,
    merhaba!

    Muzi,
    hayat bu, ben yapmadim bir sey. Üzülme lütfen.

    YanıtlaSil